John Ford’un Gazap Üzümleri Adlı Filmin Analizi

1. Dünya Savaşı sonrasında Kükreyen Yirmiler sonrasında ortaya çıkan ekonomik kriz üzerine yazılmış ve çekilmiş bir eserdir.

Gazap Üzümleri, 1939 yılında John Steinbeck tarafından yazılmış aynı addaki eserden esinlenmiş ve aynı yıl sahnelere girmiş bir filmdir. Belirtilen film ABD, Oklahoma’da yaşamış ve 1930’da Büyük Bunalımdan ve 1930 ekonomik krizinden dolayı her şeylerini kaybetmiş bir aileyi anlatmaktadır. Aile Oklahoma’daki topraklarından, evlerinden ve tüm sahip oldukları şeyleri bıraktıktan sonra California'ya göç etmişlerdir. California’ya göç ettikten sonra da toprak sahiplerinin verdiği sınırlı maaş ile yaşamaya çalışmışlardır.

Yukarıda da bahsedildiği üzere Gazap Üzümleri filmi John Steinbeck’in aynı addaki eserinden esinlenerek yazılmıştır, film ve eserde bazı benzerlikler bulunması ile beraber birçok farklılıklar da bulunmaktadır. En büyük farklılık Steinbeck, eserinde olaya pesimistik yaklaşırken John Ford, filmin direktörü, filmde optimizm göstermesidir. Ford’un filmi optimistik bir şekilde bitirme sebeplerinden biri, film üzerinden tartışma ve eleştiri istemiyor olmasıdır. Bunun gibi sebeplerden dolayı Ford filmi mutlu denilebilecek bir son ile bitirmiştir, buna rağmen filmin çoğu eleştirisi ise esinlendiği eserden çok farklı bitirmiş olmasıyla alakalıdır.

Filmde asıl bahsedilen aile dışında yüzlerce aile ve çalışan, büyük şirketler tarafından bir nevi sömürülmektedir. Film boyunca zenginler ve büyük şirketler alt kesimi beslemek veya onları yaşanabilecek bir seviyeye çıkarmak yerine onları minimum maaşın kat kat altında maaş vererek çalışmaya zorlamışlardır. Bunun sonucunda tüm toplum büyük bir cefa, dert ve acı çekmiştir. Çalışanlar ve köylüler bu acı ve cefaya karşı politiksel ve manevi bir birleşme gerçekleştirmiştir. En sonunda çalışanlar, köylüler ve göçmenler birbirlerine güvenmeyi ve dayanışmayı öğrenmişlerdir. Bu sayede bir evrensel komünite oluşmuş ve “ben” yerine “biz” kullanılması öğrenilmiştir.

Amerika’daki Büyük Bunalım boyunca sınıflar belirginleşmiştir. Aynı şekilde filmde de sınıflar arasındaki farklar çok nettir. Alt sınıf çalışanlar, üst sınıf ise toprak sahipleri ve zenginlerdir. Alt ve üst sınıf arasında orta sınıfın da olduğu düşünülebilir, bu orta sınıf polislerdir. Çünkü polisler, zenginlerin dediklerini çoğunlukla yapmakta ve alt sınıfı kontrol etmektedirler. Alt ve üst sınıf arasındaki ilişki izleyiciye göre belirgindir fakat filmdeki karakterler için bu çok belirgin değildir. Filmin başında köylüler, topraklarından kendilerini atan şeyi anlayamamışlardır. Bu sıkıntıdan dolayı kimi vuracaklarını bilememiştirler. Onların topraklarını alanı anlayamamışlardır çünkü tüm hayatları boyunca orada yaşamışlardır, hepimizin burada doğduğunu ve birçoğumuzun burada öldüğünü ve bu yüzden bu toprakların bizlere ait olduğunu söylemişlerdir. Joad ailesi birbirlerine çok bağlı bir ailedir. Bu organik dayanışma Califorania’ya gitmeden önce de vardır devamında göç yolculuğunda daha da artmıştır. Tom’un annesi, Tom’un bir insanı öldürmüş olmasına rağmen onu saklamaya ve korumaya çalışmıştır. Bunun gibi dayanışma örnekleri film boyunca görülebilmektedir.

O dönemdeki köylülerin ve çalışanların ürettikleri ürünler tüccarlara verilmektedir ve o tüccarlar ürünleri onlar yerine satmaktadır. Kendi topraklarından atılan Joad ailesi ve diğer köylüler ürün üretemediği ve tüccarlara veremediğinden tüccarlar yavaş yavaş iflas etmeye başlamıştır. Satışlar olmadığı için çoğu banka kapanmıştır.

Filmin anlattığı dönem Amerika’da başlayan Dünya Ekonomik Buhranı’dır. Bu buhran, Amerika gibi birçok gelişmiş ülkelerin ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu buhran gelişmekte olan Türkiye için de birçok olumsuz etkiye neden olmuştur. Küçük imalat işletmelerinde iflaslar hızlı bir artış göstermiş, özel sektör sanayileşme yönünde beklentilerin altında bir performans göstermiştir. Buhran nedeniyle 1930-1933 yılları arasında ithalatta hızlı ve büyük bir daralma meydana gelmiştir, bu da para krizinin yaşanmasına neden olmuştur.

Gazap Üzümleri üretim araçlarına sahip sermaye ile mülksüzleştirilen Amerikan çiftçi sınıfı arasındaki çelişkileri hikâye etmesi açısından Hollywood endüstrisinde istisnai politik filmlerden biridir. Olay örgüsü, karakterler ve karakterlerin davranışları açık biçimde sınıfsal çelişkilere odaklanmaktadır. Filmin son sahnelerinde, Tom ve annesinin diyaloglarında filmin bu sınıfsal çelişkilere odaklanan eleştirel yaklaşımı yinelenmektedir. Tom mülksüzleştirilen halkın yanında yer alacağını söylerken annesinin başka çiftliğe çalışmak için gitmesi ve çalışan sınıfın sonsuza dek varolacağıyla ilgili sözleri sermaye ve emek arasındaki ilişkiye dair Tom’un sözlerini pekiştirici bir işleve sahiptir. Bu film sadece Amerika’daki sıkıntıları ve sorunları anlatmamaktadır. Tüm Dünya genelinde yaşanan buhranı anlatmaktadır.

Look at my first ever product: Todon3, conquer your tasks.

Popular Content

Subscribe to my newsletter to get updates on new posts and email only specials.

Subscribe!